Dünyanın farklı ülkelerinden 6 bine yakın bilim insanı ve sağlık uzmanı, hükümetlere koronavirüs stratejilerini değiştirme çağrısında bulunarak, toplumun zayıf kesimlerinin koruma altına alınması, genç ve sağlıklı kişilerin ise normal yaşamlarına dönmesine izin verilmesini istedi.
Covid-19’a karşı uygulanan kısıtlama politikalarıyla ilgili “büyük endişe duyduklarını” ifade eden araştırmacılar, kısıtlamaların toplum üzerinde ve bireylerin fiziksel ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dikkat çekiyor ve salgında zayıfların ve kırılgan kesimlerin koruma altına alınması, sağlıklı insanların ise günlük yaşamlarını sürdürmesi çağrısı yapıyor.
Üç araştırmacının kaleme aldığı ancak daha sonra binlerce kişi tarafından imzalanan ve ‘Great Barrington Deklarasyonu’ adıyla anılan bildiride, düşük risk gruplarında koronavirüsün yayılması ve böylece nüfusun önemli bir kesiminin virüse karşı bağışıklık kazanmasıyla salgının dindirilmesi öneriliyor.
Ancak diğer birçok uzman da bu önerilere şu gerekçelerle karşı çıkıyor:
Leeds Üniversitesi’nden Doç. Dr. Stephen Griffin, bildiriyi “iyi niyetli” bulmakla birlikte, etik ve lojistik sorunların yanı sıra bilimsel hatalar içerdiğini ve kırılgan olarak adlandırılan kişilerin birçok kesimi kapsadığını ve “eşit muamele görmeyi” hak ettiklerini söylüyor.
Harvard Üniversitesi’nde epidemiyoloji (salgın hastalıklar) profesörü William Hanage, bildirinin kitlesel kısıtlamalara karşı olduğunu, fakat kimsenin bunu önermediğini belirterek, “Salgının dolaylı zararlarına işaret ediyorlar, ama buna doğrudan zararlarının artırılması yoluyla çözüm öneriyorlar” diyor.
Hanage ayrıca, gençler ve sağlıklı kişiler arasında virüsün kontrolsüz bir şekilde yayılmasına göz yummanın, gençleri etkileyen ve “uzun Covid” olarak adlandırılan uzun dönemli sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Bildiriye Twitter’dan tepki gösteren Yale Üniversitesi salgın hastalıklar uzmanı Gregg Gonsalves ise, virüsü kontrol altında tutmak için kısıtlamaların ve diğer önlemlerin gerekli olduğunu, nüfusun yarısının başka hastalıkları bulunduğunu, bu yüzden sürü bağışıklığı stratejisinin “sürüdeki hasta ve engellilerin itlafı” anlamına geleceğini ve “korkunç” olduğunu belirtiyor.
ABD’nin Massachusetts eyaletindeki bölgenin ismini alan bildiri, burada üç bilim insanının imzasıyla başlayıp, dünyanın farklı bölgelerinden 6000’e yakın bilim insanı ve sağlık uzmanının yanı sıra 50 bin kişinin imzasını aldı.
İlk imzacılar, Oxford Üniversitesi’nden Sunetra Gupta, Stanford Üniversitesi’nden Jay Bhattacharya ve Harvard Üniversitesi’nden Martin Kulldorff.
Bildiride, aşı bulununcaya dek uygulanacak kısıtlama politikalarının toplumda “tamir edilemez hasara” yol açacağı ve kısıtlı imkanlara sahip olanların bundan daha fazla etkileneceği belirtiliyor.
Bildiride, kısıtlamalar nedeniyle çocuklarda aşılama oranlarının düşmesine, kalp ve kanser hastalarının bakımı ve tedavisinin zarar gördüğüne dikkat çekiliyor.
Yaşlılar ve hastalık sahibi kişilerde koronavirüs riskinin bin kat daha fazla olduğu, çocuklar açısından ise gribin Covid-19’dan daha riskli olduğu ifade ediliyor.
Bildiride, okulların ve üniversitelerin örgün eğitim için açılması, spor ve kültürel aktivitelerin başlamasına izin verilmesi, restoranların açılması da öneriliyor.