Vücut herhangi bir enfeksiyon durumunda kanda bulunan White Blood Cell değerlerinde bir miktar artış gözlemlenir. Bunun sebebi ise mikroplara karşı vücudun savaşması ve bağışıklık sisteminin vücuda giren yabancıları ortadan kaldırmak istemesidir. Olması gereken kan tahlili wbc değeri yetişkinler 4 bin mcL olması gerekirken, vücutta yaşanan bir enfeksiyon durumunda bu değer 10 bin mcL üzerinde görülmektedir.
“Wbc degeri nedir?” sorusu özellikle kan sonuçlarında bu değeri yüksek gelen kişilerin merak ettiği sorulardan biri haline gelmiştir. Dolaşım sisteminin bir parçası olan kan, yaşamsal fonksiyonlarımızı yerine getirmemiz için gereken dengeyi sağlar. İdeal vücut ısısını kontrol eder ve dokulara oksijen taşır. Bunun yanı sıra vücudun beslenmesi, hormonların taşınması, asit, baz, tuz ve su dengesi korunmasında önemli bir payı vardır. İşte tüm kan hücrelerinin %1’lik kısmını oluşturan beyaz kan hücreleri ise, vücudun savunma sisteminden sorumludur. Kandaki iltihap hücreleri yani WBC bir diğer adıyla LEU yani lökosit olarak bilinir. Beyaz akyuvarlar olarak bilinen WBC enfeksiyon durumunda birincil savunmadan sorumlu kan hücresidir. Hızlı bir şekilde vücudun savunmasına yardımcı olarak bağışıklık sisteminin güçlenmesine etki eder. Bu çoğalma vücudun hangi oranda enfeksiyon kaptığının göstergesi olabilir. WBC değerleri kişiden kişiye ve enfeksiyon durumundan dolayı farklı şekillerde görülse de 5 ana görev tipi bulunur.
Hemogram wbc vücutta 5 farklı tipte bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla; Nötrofiller, Lenfositler, Monosit ve Makrofajlar, Eozinofiller ve Bazofiller’dir. Nötrofil WBC, %55-70 oranında bulunur. Yabancı organizmaların varlığında ilk müdahale eden WBC tipidir. Vücuttaki bakteri, mantar ve diğer zararlı mikroorganizmaların varlığını en aza indirmek ve yok etmek için var gücüyle çalışır. Bazı kimyasal enzimler bırakarak görevini yerine getirir. Bir diğer tabirle vücuda giren yabancı mikroorganizmaların sindirilmesini sağlayarak onları kalıcı bir şekilde yok eder.
Lenfositler ise lenf dokusunda ve kemik iliğinde bulunan WBC tipidir. Büyük bir bölümü insan vücudunun göğüs bölgesindedir. Lenf bezlerine girerek T hücresine dönüşür ve dalak, bademcik ve bağırsağa kadar ulaşabilir. Lenfositler bünyeye giren yabancı mikroorganizmaları uyararak saldırmalarını engellemeye çalışır.
Monosit ve makrofajlar ise WBC hücrelerinin yaklaşık %8’ini oluşturur. Kemik iliği tarafından meydana gelen monosit ve makrofajlar bakterilerin varlığında onları yok eder ve sonrasında ise ölü mikroorganizmaları ortamdan temizler.
Eozinofiller ise inflamasyona sebep olan parazitlerin vücuda saldırmasını engeller. Bir takım alerjik reaksiyonlarda bu duruma yol açan mikroorganizmaların vücudu iltihaplandırmasının önüne geçerek vücudu korur.
Son olarak bazofiller ise en az sayıda bulunan WBC tipidir. Kanın akışkan yapısının dokusunu artırır ve parazitler ile mücadele eder. Kanser hücrelerinin yok edilmesi gibi bir takım görevleri bulunur.
Wbc kan değerleri laboratuvar ortamında mcL yani mikrolitre olarak ölçülür. Yetişkin ve sağlıklı bir bireyde bulunması gereken normal seviyesi mcL oranı yaklaşık 4 bin ile 10 bin mcL civarında olabilir. Bu durum yenidoğan bebeklerde biraz farklılık gösterebilir. Yenidoğadan bebeklerde WBC oranı bir yetişkine oranla daha fazladır. Bu oran 9 bin ile 30 bin mcL olarak bebekten bebeğe değişebilir. 2 yaşındaki küçük çocuklarda ise WBC oranı 6 bin mcL ile 17 bin mcL arasında değişir. Yani kısacası vücutta bulunan WBC değeri yaşa ve enfeksiyon durumuna göre değişkenlik kazanabilir.
Vücutta bulunan “kan tahlili wbc nedir?” sorusuna yanıt arayanlar Wbc’nin ne olduğunu öğrendikten sonra bu değerin neden tahlillerde yüksek çıktığını sorgular. Bazı rahatsızlıklar ve yabancı mikroorganizma varlığı bu oranın yükselmesindeki en büyük etmenlerdir. Kısaca sıralamak gerekirse kanda bulunan 5 tip Wbc türünün artışı şu sebeplere bağlı olabilir;
Tıptaki adı lökopeni olan beyaz kan hücrelerinin düşüklüğü “wbc tahlili nedir?” sorusuna cevap arayanların aklına gelen ikinci sorudur. WBC tahlillerinde kimi zaman bu değer düşük olsa da bir takım hastalıklar bu değerin düşmesinde rol oynar. Bu durumda vücudun savunma mekanizması tehlikeye girebilir ve vücuda giren yabancı mikroorganizmalar WBC varlığının azlığı sayesinde çoğalabilir. Bunun sonucunda ise savunma mekanizmasını düşürerek iltihaplanmalara sebebiyet verebilir. HIV virüsü, kemoterapi, karaciğer hastalıkları, brusella, vitamin eksikliği, otoimmün hastalıklar gibi durumlarda vücutta bulunan WBC oranı düşer ve bu durumda savunma mekanizması tehlike altına girebilir.
