Beyin tümörü belirtilerine dikkat! Baş ağrınız varsa…

Medicana International İstanbul Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Eyüp Baykara, iyi huylu beyin tümörleri ve tedavi seçenekleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. İyi huylu beyin tümörünün yavaş büyüyen bir hücre kütlesi olduğunu belirten Baykara, “Genellikle tek bir yerde kalır ve yayılmaz. Genel olarak beyin tümörleri, ne kadar hızlı büyüdükleri ve ne kadar yayılabilecekleri gibi davranışlarına göre 1’den 4’e kadar derecelendirilir. Derece 1.tümörler en iyi huylu tümörlerdir. 4. derece tümörlerde en kötü huylu tümörler olarak sınıflandırılırlar. Düşük dereceli yani iyi huylu beyin tümörleri 1. veya 2. derece olarak sınıflandırılan tümörlerdir. Yavaş büyüme eğilimindedir ve yayılma olasılığı düşüktür, bu nedenle iyi huylu olarak sınıflandırılırlar.” diye konuştu.

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Eyüp Baykara, beyin tömürü belirtileriyle ilgili şunları söyledi; “Düşük dereceli veya iyi huylu bir beyin tümörünün belirtileri, ne kadar büyük olduğuna ve beyinde nerede olduğuna bağlıdır. Yavaş büyüyen bazı tümörler ilk başta herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Sonunda, tümör beyne baskı uygulayabilir. İlk belirtiler baş ağrısı veya nöbet olabilir. Tümör ayrıca beynin bir bölgesinin düzgün çalışmasını engelleyebilir. Örneğin, oksipital lobdaki (beynin arkasındaki) bir tümör bir tarafta görme kaybına neden olabilir. Tümör kafatasının içindeki basıncın artmasına neden olursa, aşağıdaki belirtilere yol açabilir. Epilepsi veya nöbetler, vücudun bir bölgesinde büyük nöbetler veya seğirme olabilir.

Şiddetli, kalıcı baş ağrısı

Sinirlilik, uyuşukluk, ilgisizlik veya unutkanlık

Bazen ani olan ve görünürde bir neden olmaksızın kusma

Baş dönmesi

Kısmi görme veya işitme kaybı

Halüsinasyonlar

Anormal ve karakteristik olmayan davranışlar dahil olmak üzere kişilik değişiklikleri”
Op. Dr. Eyüp Baykara şöyle devam etti;

“Beynin farklı alanları farklı işlevleri kontrol eder, bu nedenle herhangi bir beyin işlevi kaybı, tümörün bulunduğu yere bağlı olacaktır. Örneğin, aşağıdakileri etkileyen bir tümör:

Ön lob – kişilikte değişikliklere, vücudun bir tarafında zayıflığa ve koku kaybına neden olabilir

Parietal lob – konuşma, kelimeleri anlama, yazma, okuma, belirli hareketleri koordine etmede zorluklara neden olabilir ve ayrıca vücudun bir tarafında uyuşma olabilir

Oksipital lob – bir tarafta görme kaybına neden olabilir

Temporal lob – uyuşmalara veya bayılmalara, garip kokulara ve konuşma ve hafıza sorunlarına neden olabilir

Beyincik – koordinasyon kaybına, yürüme ve konuşma zorluğuna, gözlerde titremeye, kusmaya ve boyun tutmasına neden olabilir

Beyin sapı – dengesizliğe ve yürüme zorluğuna, yüz zayıflığına, çift görme ve konuşma ve yutma güçlüğüne neden olabilir”

İyi huylu tümörlerin çoğunda ana tedavi yönteminin ameliyat olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Eyüp Baykara, “Cerrahinin amacı, çevre dokuya zarar vermeden mümkün olduğunca fazla tümörün çıkarılmasıdır. Ameliyatta tamamen çıkarıldıkları takdirde, tümörün tekrarlama ihtimali sıfıra yakındır. Bununla birlikte, bazı yavaş büyüyen tümörler (esas olarak gliomlar) tedaviden sonra tekrar büyüyebilir ve kötü huylu tümöre dönüşme potansiyeline sahip olabilir. Bazı tümörler beynin derinliklerinde bulunur ve çevre dokuya zarar vermeden çıkarılması zordur. Bu gibi durumlarda, tümörü tedavi etmek için radyo cerrahi kullanılabilir.” şeklinde konuştu.

Son Eklenenler

20’lik Diş Ağrısı Neden Olur? 20’lik Diş Çekimi Sonrası Ne Yapılmalıdır?

Halk arasında akıl dişi olarak adlandırılan ve üçüncü azı dişleri şeklinde de ifade edilen 20’lik dişler, genellikle 17 -25 yaş aralığında çıkan, toplamda 4 adet olarak tamamen sorunsuz bir şekilde çıkan üçüncü ve son azı dişleridir. Bazı bireylerde yarım ya da tam gömülü şekilde çıkan 20'lik dişler özellikle çenedeki yer yetersizliğine bağlı olarak bölgedeki diş etinde kızarıklık, şişlik, lenf hassasiyeti, ağrı veya ağız açmada kısıtlılığa sebep olabilir. Bilinenin aksine 20 yaş dişlerinin her durumda çekilmesi gerekmez. Herhangi bir ağrıya sebep olmadan çiğneme işlevine yardımcı olabilir. Ancak özellikle yarısı çıkan, gömülü, çürük ve diş eti enfeksiyonuna yol açan 20’lik dişlerin çok vakit kaybetmeden çekilmesi gerekir. 

Coraspin Nedir? Ne İşe Yarar? Kullanımı ve Yan Etkileri

Coraspin (asetilsalisilik asit), steroid olmayan ağrı kesiciler grubundan bir ilaçtır. Pıhtılaşma engelleyici özelliği ile kalp ve damar hastalığı riski taşıyan hastalarda damar tıkanıklığı, kalp...

Ecopirin Nedir? Ne İşe Yarar? Kullanımı ve Yan Etkileri

Ecopirin (asetilsalisilik asit), steroid olamayan antiinflamatuar grubundan, pıhtılaşma engelleyici bir ilaçtır. Etkin maddesi asetilsalisilik asit, trombositlerin kümeleşmesini engelleyerek çalışır. Özellikle kalp ve damar hastalığı...

Popüler Doktorlar

0 5 üzerinden

Dt. Uğurtan Kara

Diş Hekimi
0 5 üzerinden

Dyt. Merve Gürsel

Dyt. Merve Gürsel
0 5 üzerinden

Dr. Başar Hoşver

Benzer İçerikler